Annebabaların ve öğretmenlerin bilmesi gereken, öğrenme bozukluğu olan bir çocuğun okuma, yazma veya aritmetiği yapamamasının nedeni zekasının düşük olması, tembelliği,haylazlığı ya da istememesi,gayret göstermemesi değildir. Çocuğun doğuştan getirdiği ve elinde olmayan nedenler bu durumu yaratmaktadır.
PEÇENEK D. (2002) 4-6 Yaş Grubu Türk Çocuklarının İngilizce Öğrenme Süreçleri Üzerine Bir Durum Çalışması, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Doktora Tezi. PHILIPS, S. (1993) Young Learners, Oxford University Pres. RICHARDS, J.C ve Renandya W.A. (2002).
Öğrenme Bozukluğu genel bir terimdir. Dinleme, konuşma, okuma, yazma, akıl yürütme ile matematik yeteneklerin kazanılmasında ve kullanılmasında önemli güçlüklerle kendini gösteren heterojen bir bozukluk grubudur. Bu bozuklukların bireyin yaradılışıyla ilgili olduğu ve merkezi sinir sistemi işleyiş bozukluğuna bağlı
Etrafındakibölgelere göre daha düzenli, derli toplu ve daha özgürlükçü. İnsana değer verme açısından daha iyi bir noktada. Okuma yazma oranı diğer kesimlere göre yüksek. Efendimiz'in Bulunduğu Zemin..! Mekke toplumu okuma yazma oranı yüksek bir toplum. Takdir edersiniz ki bilmeyen adamları ikna etmek biraz kolaydır.
Disleksi kişinin normal veya üstün zeka düzeyinde olmasına rağmen okuma, yazma ve dil becerilerinde problem yaşamasına sebep olan özel öğrenme bozukluğudur. Genellikle okuma bozukluğu şeklinde gözlemlenen disleksi, dikkat ve hafızayı da etkilemektedir. Disleksili (dislektik) çocuklar okuma ve yazmada güçlük çektiği için
Yetişkinlerindil öğrenimi sırasında yaşadığı birçok zorluğa rağmen çocuklar bir veya daha fazla dili üç ya da daha erken yaşta kolayca öğrenebiliyor. Bebekler ve çocuklar dahidir. Çocuğunuz okuma-yazma dönemine gelmeden önceki dört yılda günlük İngilizce ya da başka bir yabancı dili gerçekten çok hızlı
XquYXK. Çocuğunuzun, okuma ve yazmaya geçmesi’ hatta bunu diğer akranlarından önce yapması, bir zeka ve başarı göstergesi olamaz. İlk okuma ve yazma öğretimi, planlı ve programlı bir süreçtir. Büyük bir yanlış anlaşılmayı, yani geniş çevrelerce sınav ya da başarı göstergesi’ gibi algılanmasını değiştiremediğimiz sürece; maalesef ki olumsuz etkilerini en çok çocuklarımız yazma öğrenme hızını etkileyen sayısız faktör vardır. Çocuklar ilkokul başladığında, birikim ve deneyimler konusunda eşit duruma getirmek mümkün değildir. Kısacası; çocuklarımız bir yarış için başlangıç çizgisinde değiller; aynı anda koşuya başlayan atletlerle karıştırmak hatta aynı süreçlerde aynı öğrenme hızını beklemek doğru değil. Çünkü her öğrencinin hazır-bulunuşluğu farklıdır. Öğrencinin okul öncesi süreçte edindiği bilgi ve birikimlere, kazandığı becerilere hazır-bulunuşluk denir.. Bununla beraber, okuma-yazma öğrenme hızını etkileyen başka faktörlerde Yazma Öğrenme Hızını Etkileyen FaktörlerÖğrencinin güdülenmişlik düzeyinin yüksek olması, öğrenmeye ilgi ve ihtiyaç duyması, yaşı, sağlık durumu, gelişim düzeyi öğrenme hızını etkileyen sebeplerden yoluyla sahip olduğumuz zeka kapasitesinin, tam olarak kullanılmasında çevre önemli bir faktördür. Okula başlamadan önce zengin bir uyarıcı çevreyle iç içe zaman geçirmiş bir çocuğun okuma-yazma öğrenme hızı farklı aile içinde yaş olarak kaçıncı birey olduğu yani abisi, ablası olup olmadığı, geniş ailede yaşıyor olması, lojmanda apartmanda müstakil evde kalıyor olması… bir etken ilk günleri alışmakta zorlandığı için derse ilgi vermemiş olabilir…Sese, gürültüye, karmaşaya duyarlı olabilir…Son yıllarda ise öğrencilerin hazır-bulunuşluğu üzerinde en çok etkisi olan faktör teknoloji’dir diyebiliriz. Bir çok çocuk klavyeler ile okul çağından önce tanışmış oluyor. Yukarıda saydıklarımız bizim müdahale edip eşitleyebileceğimiz şartlar değil, korkulacak bir durum da değil. Çözüm üretmek istiyorsak yapmamız gereken süreç içerisinde öğrencileri birbiri ile kıyaslamamak onlar için en olumlu davranış bilinçli olarak yapmıyor olabiliriz, olabilirsiniz. Göz ardı ettiğimiz bazı durumlar başka kişilerin hayatında büyük etkiler yaratabilir. Gerek okullar arası, gerek sınıflar, gerekse de aynı sınıf içindeki çocuklar; büyükler tarafından birbiri ile kıyaslandığının farkındadırlar. Bu ailelerin pek ciddiye almadığı konudur. Fakat gerçekten çocuklar anne ve babadaki kaygıları hissederler. Kısacası Benim çocuğum yapamayacak mı?’ izlenimini ona yansıtmamak aileler için en olumlu davranıştır.. Bir çocuğu, henüz eğitim hayatının başında özgüven kaybına uğratmamak -L- yi geçmesinin, Zeynep’in yazma ödevlerini erken bitirdiği için whatsapp grubuna fotoğraf atmasının, kuzeni Leyla’nın sınıfının geçmiş olmasının, komşunun oğlunun harfleri birleştirirken sorun yaşamamasının, Özgür’ün hiç taşırmadan harika yazıyor olmasının…vb. inanın hiçbir önemi yok. Çocukların hepsi okuma ve yazmayı -en fazla- birer ikişer ay gecikmeyle öğreniyorlar. Fakat bu süreçte kırdığınız özgüveni kazanmaları yıllarını alabiliyor.!!!Sınıf İçi seviye grubu öğrencilerin özgüvenini sınıf ortamında özgüveninin zarar gördüğü başka bir durum ise sınıf içi seviye grupları’dır. Öğretmenin hızlı okuyanları ayırıp başka uygulama yapması, geriden gelenler’ diye bir grup öğrenciyi sınıfın başka bir köşesine oturtması, kötü’ durumdaki öğrencilere fazla zaman ayırıp ön gruba’ yetiştirme çabası.. gibi çalışmalardır. Sorun; öğretmenin burada, belirli seviye gruplarını sayesinde daha hızlı ilerleyeceğini düşünürken aslında, 2’ye 3’e bölündüğünün farkına varamamasıdır. Bu zaman kaybından çok ailenin bu durumdan rahatsız olmasına ve sorunu çocuğuna yansıtmasına ayrıca çocuğun da daha öğrenim hayatının başında öğrenim hayatı ne demek onu dahi bilmezken özgüvensiz yapamayacağına inanan’ bir birey olmasına neden süreci bir bütün olarak planladığını, takım olmanın önemini ve sınıf olarak başarmanın keyfini, takımsınıf ruhunu, yardımlaşmanın ve empatinin daha büyük erdem olduğunu, bazı durumlar için geride kalanları beklemenin ve onlara takım hızı için yardım etmenin gerekliliğini ailelere anlatması, işini kolaylaştıracaktır. Elbette ailelerin de, süreç içerisinde gerekli sabrı göstermeleri, aceleyi ve heyecanı bir kenara bırakıp biraz empati yapmaları öğretmene verebilecekleri en büyük destek olacaktır. Konuk Yazar Kahraman KaraçolakGöz Atmak İstersenizMatematiksel
Özel Öğrenme Güçlüğü Nedir?En sık gözlenen özel öğrenme güçlüğü belirtileri nedir?Disleksi nedir? Özel öğrenme güçlüğü belirtileri nelerdir? Özel öğrenme güçlüğü olan öğrenciler nasıl anlaşılır?evde uygulanacak egzersizler öğrenme güçlüğü ve disleksi çözümlerÇocuklarda öğrenme güçlüğü belirtileri şunlardır Özel öğrenme güçlüğü nedir? Çocuklarda öğrenme güçlüğü nedenleri nedir? Öğrencide özel öğrenme güçlüğü nasıl anlaşılır? En sık gözlenen özel öğrenme güçlüğü belirtisi nedir? Özgül öğrenme güçlüğü belirli tedavilerle giderilebilecek bir rahatsızlıktır. Disleksi nedir? Disleksi belirtileri nedir? Disleksi kaç yaşında görülür? Disleksi tanısı nasıl konur? Bu ve benzeri soruları birlikte yanıtlayalım. Uzun bir okul yaşamına ilk adımların atıldığı günler her birimiz için farklı heyecanların yaşandığı günlerdir. Anne-baba için, özenle yetiştirdikleri biricik evlatlarının büyümeye başlamasını gözlemledikleri yeni bir yaşantıya geçiş iken, evin miniği için pek çok şeye uyum sağlaması gereken ve çok şey öğrenmesi ve öğrendiğini de göstermesi gereken yepyeni insanlarla tanıştığı yepyeni bir ortam demektir. Disleksi genellikle genetik geçişlidir ve ailelerde görülür. Disleksi belirtileri olan özel öğrenme güçlüğü kişilerin kardeşlerinin yaklaşık yüzde 40’ı da okumakta zorlanıyor. Disleksi olan çocukların ebeveynlerinin yüzde 49’unda da var. Bilim adamları ayrıca okuma ve dil işleme ile ilgili problemlerle bağlantılı genler buldular. Beyin anatomisi ve aktivitesi Beyin görüntüleme çalışmaları, disleksi olan ve olmayan insanlar arasındaki beyin farklılıklarını göstermiştir. Bu farklılıklar, beynin temel okuma becerileriyle ilgili alanlarında meydana gelir. Bu beceriler, seslerin kelimelerde nasıl temsil edildiğini bilmek ve yazılı kelimelerin neye benzediğini tanımaktır. En sık gözlenen özel öğrenme güçlüğü belirtileri nedir? Farklı disleksi türleri vardır, ancak disleksik çocukların ve yetişkinlerin %70’i fonolojik disleksi yaşar ve bu da sözcükleri bileşen seslerine ayırmayı zorlaştırır. Bu, erken okumada sözcüklerin seslendirilmesini zorlaştırır ve heceleme becerilerini etkiler. Disleksik çocuklar okuma görevlerinden kaçınabilir veya konuşulan kelime dağarcığını yansıtmayan bir düzeyde yazabilirler. Disleksinin zeka ile hiçbir ilgisi yoktur, ancak okuma ve not alma becerileri tehlikeye girerse, öğrenciler derslerde bilgileri kaçırabilir ve sınavlarda düşük performans gösterebilir. Kötü performans, sonunda çocuğun kendi beceri ve yeteneklerine olan güvenini ve güvenini sarsar. Bu düşük benlik saygısı ve depresyona dönüşür. Disleksi teşhis edilmediğinde, öğrencilere “tembel”, “dikkatsiz” veya basitçe “akıllı değil” oldukları söylenebilir. Bu etki daha da trajik hale gelir ve bu da kaçınma ve “denememe” döngüsünü daha da derinleştirir. Her çocuk benzersizdir ve farklı şekillerde öğrenir. Bu nedenle çocuğunuzun güçlü ve zayıf yönleri hakkında bildiklerinizi kullanın. Mükemmel bir tarif yoktur, ancak genellikle çok fazla pratik, rutin, sevgi ve destek içerir. Disleksi, okumada öğrenme güçlüğüdür. Disleksisi olan kişiler, iyi bir hızda ve hatasız okumakta zorlanırlar. Ayrıca okuduğunu anlama, heceleme ve yazma ile ilgili zorluklar yaşayabilirler. Ancak bu zorluklar zeka ile ilgili bir sorun değildir. Öğrenme Güçlüğü, okuma-yazma gibi ciddi becerilerin geliştirildiği dönem olan ilkokul dönemi ile birlikte karşımıza çıkmaya başlar. Her çocuk mutlaka öğrenir. Ama aynı zamanlarda ve aynı şekillerde değil. Her birimizin öğrenme kapasiteleri farklı olduğu gibi, öğrenme sitilleri de birbirinden farklı olabilir. Bu farklılıklar okulda öğrenilmesi gereken konularda sorun yaşanmasına neden olabilir. Bu nedenle öğrenme güçlüğü açısından riskli çocukların ilkokula başlamadan , okul öncesi dönemde dikkatle izlenmesi gerekir. Disleksi nedir? Özel öğrenme güçlüğü belirtileri nelerdir? Okumak ve yazmak için daha fazla zamana ihtiyaçları olabilir ve sayılarda gezinme konusunda yüksek düzeyde hayal kırıklığı yaşayabilirler. Öğrenciler için bu önemli bir zorluk teşkil edebilir. Bununla birlikte, performans hedeflerinin ek baskısına sahip çalışan ve özellikle müşterilerin, iş arkadaşlarının ve yöneticilerin önünde iş yerinde kendinden emin ve yetenekli hisseden çalışan yetişkinler için durum aynı derecede stresli olabilir . Teknoloji, insanların okulda özel öğrenme güçlüğünün yarattığı zorlukların üstesinden gelmelerine yardımcı olabilir. Düzgün olmak ve el yazısı raporları göndermek artık bir öncelik değil. Bilgisayarlar normu yazmayı başardı ve bir kelime işlemciler ve yazım denetleyicileri dünyasının kapılarını açtı. Bilgisayar kullanmanın yanı sıra dokunmatik yazma özelliği de geliyor . Klavye, daktilo yazanın daha hızlı yazmasına ve heceleme becerilerini desteklemek için el ve parmaklardaki kas hafızasını kullanmasına olanak tanır. Mobil cihazlar ve tabletler, metinden konuşmaya ve otomatik tamamlama işlevlerine sahiptir ve daha disleksi dostu bir formatta bilgi sağlayan çok sayıda podcast ve sesli kitap vardır. Disleksisi olan kişilerin, belirli bir sektörde önemli olabilecek yeni kelimeleri kasten çalışmak gibi bir başa çıkma stratejileri repertuarı geliştirmeleri de önemlidir. Tekrar tekrar sondaj bilgileri, disleksik bir yetişkinin daha güvende hissetmesine yardımcı olur ve zaman içinde gelişmiş performansa dönüşebilir. Öğretmenlerin öğrencilerini tanıması zaman alır. Çocuğunuz disleksi olduğunda, öğretmen zamanını çocuğunuzun zorluklarını anlamaya odaklanarak geçirebilir. Ancak çocuğunuzun iyi yaptığı şeyler hakkında öğretmenle konuşmak da önemlidir . Çocuğunuzun güçlü yönleri ve ilgi alanları hakkında öğretmeniyle konuşun. Onlara disleksinin çocuğunuzun kimliğinin sadece bir parçası olduğunu hatırlatın. Hatta öğretmeni, çocuğunuzun parlaması için fırsatlar planlamaya teşvik edebilirsiniz. Öğrenme güçlüğü veya öğrenme bozuklukları ilkokula başlayınca genellikle ortaya çıkar. Ancak, okul öncesi dönemde erken belirtiler gösterirler. Bu çocukların riskli çocuklar öğrenme bozukluğu açısından değerlendirilmesi, erken müdahale ve kolay yol almak açısından önem taşır. Öğrenme güçlüğü için erken tanı konulduğu ve yardım alındığı oranda çocuklar yaşıtlarına yetişebilmekte, gerçek potansiyellerini gösterebilmektedirler. Öğrenme güçlüğü açısından erken belirtileri fark edebilmek için erken yaşta gelişimsel bazı özellikleri mutlaka iyi gözlemlemek gerekir. Özel öğrenme güçlüğü olan öğrenciler nasıl anlaşılır? Disleksik öğreniciler, arkadaşlarından ve aile üyelerinden bol miktarda pozitifliğe ve cesaretlendirmeye ihtiyaç duyarlar. Çevrelerindeki insanların onlardan vazgeçmediğini bilmelerini sağlayın – bu onları öğrenmeye motive etmede önemli bir faktördür. Disleksi, okumayı zorlaştıran yaygın bir durumdur. Bazı uzmanlar, insanların yüzde 5 ila 10’unun buna sahip olduğuna inanıyor. Diğerleri, insanların yüzde 17’sinin okuma zorluğu belirtileri gösterdiğini söylüyor. Özel öğrenme güçlüğü olan çocuklar bunu aşmazlar. Ancak disleksisi olan kişilerin okuma becerilerini geliştirmelerine ve zorlukları yönetmelerine yardımcı olabilecek öğretim yaklaşımları ve stratejileri vardır. Testler yetişkinler için çocuklardan farklı olsa da, her yaştan insan disleksi için test edilebilir. Disleksinin önemli bir işareti, sözcükleri çözmekte güçlük çekmesidir. Bu, harfleri seslerle eşleştirme yeteneğidir. Çocuklar ayrıca fonemik farkındalık adı verilen daha temel bir beceriyle de mücadele edebilirler . Bu, sözcüklerdeki sesleri tanıma yeteneğidir. Fonemik farkındalıkla ilgili sorun, okul öncesi kadar erken ortaya çıkabilir. Bazı insanlarda disleksi daha sonra, daha karmaşık becerilerle ilgili sorunları olana kadar yakalanmaz. Bunlar dilbilgisi, okuduğunu anlama, akıcı okuma, cümle yapısı ve daha derinlemesine yazmayı içerebilir. Disleksinin bazı belirtileri duygu ve davranışlarla ilgilidir. Disleksisi olan kişiler, hem yüksek sesle hem de kendilerine okumaktan kaçınabilirler. Okurken bile endişeli veya sinirli olabilirler. Bu, okumanın temellerini öğrendikten sonra bile olabilir. Öğrenme güçlüğü sadece öğrenmeyi etkilemez. Ayrıca günlük becerileri ve etkinlikleri de etkileyebilir . Bunlar sosyal etkileşim, hafıza ve stresle başa çıkmayı içerir. evde uygulanacak egzersizler öğrenme güçlüğü ve disleksi çözümler Okuduğunu anlama ve akıcılığı desteklemek için öneriler şunlardır Bir tahminde bulunmak için başlığı, resimleri, bölüm adlarını ve kalın harflerle yazılmış kelimeleri ön izleyin. Çocuğunuzun konuyla ilgili kişisel bir deneyim hakkında konuşarak yeni bilgileri önceden öğrenilen bilgilere bağlamasını isteyin. Bir metni okumadan önce soruları sözlü olarak yazmasını isteyin. Farklı ders kitapları türleri için okuma şemalarını tartışın yani matematik ve tarihi karşılaştırın. Her türün ele aldığı göze çarpan bilgileri vurgulayın. Görsel ağlar, öğrencinin önemli bilgilerle karşılaştıkça ön izlemesi ve tamamlaması için yararlıdır. Metni tanıtmadan önce belirli bir ünite veya bölüm için anahtar kelimeleri önceden öğretebilirsiniz. Bir ders kitabındaki içindekiler, sözlük, dizin, başlıklar, kenar çubukları, çizelgeler, başlıklar ve inceleme sorularının “nasıl kullanılacağını” açıklamayı unutmayın. Özel öğrenme güçlüğü hakkında detaylı ipuçlarını şu linkte inceleyebilirsiniz Disleksi Aslında Nedir? ► MUTLAKA İNCELEYİN ◄ ◙ Disleksi Nedir? Öğrenme Güçlüğü Belirtileri Nedir? ◙ Kendi kendini izleme becerilerini aşağıdaki sorularla modellemeniz uygundur. Okuduklarım anlamlı mı? Sanırım bundan sonra ne olacak? Bilmediğim kelimeler var mı? Etraflarındaki cümlelerden kelimelerin ne anlama geldiğini öğrenebilir miyim? Böylece metnin alt seslendirmesini ve kendi kendini izleme sorularını teşvik edersiniz. Sahneyi görselleştirerek metinle aktif etkileşimi modelleyin yani görsel özellikleri geliştirirken kelimenin bir “fotoğrafını” oluşturmaya çalışmak, vurgulayarak, not alarak veya bir soruyu not alarak katılım faydalıdır. Öğrencileri amaca bağlı olarak çeşitli oranlarda sessiz okuma konusunda geliştirmelisiniz. Örneğin, belirli bir terimi bulmak veya ana fikri veya ana fikri elde etmek için göz gezdirmek faydalıdır. Anahtar kavramı anlamak veya yönlendirmek için daha dikkatli okumak gerekir. Bir metnin gerekiyorsa birden fazla okunmasını teşvik etmelisiniz. Çocuklarda öğrenme güçlüğü belirtileri şunlardır Konuşmada gecikme var ise, Sözcük bulmada, isimlendirmede güçlük yaşanıyor ise, Sözcük dağarcığı yaşına uygun değilse, Telaffuz sorunları yaşanıyorsa, Temel sözcükleri karıştırıyor ise, gelmek , yemek, vermek gibi, Konuşurken hecelerin yerini değiştiriyorsa, Sözlü yönergeleri dinleme ve izlemede güçlük yaşanıyorsa , Harf-ses ilişkisini öğrenmede güçlük çekiliyorsa, Kafiyeli sözcüklerde güçlük yaşanıyorsa, Sayı, harf, renk kavramlarını öğrenmede güçlük yaşanıyorsa, Geometrik şekilleri çizmede güçlük varsa, Dikkat ve konsantrasyon güçlükleri yaşanıyorsa, Yön karıştırıyorsa, Rutini izlemekte güçlük çekiliyorsa, Yaşıtlarıyla ilişki kurmakta-sürdürmekte güçlük yaşanıyorsa, Zaman ve mekan sorunları yaşanıyorsa, El tercihi net olarak gerçekleşmemişse, Kalemi hatalı tutuyorsa, Bisiklet kullanmak, ip atlamak, topu takip etmek gibi koordinasyon gerektiren etkinliklerde zorluk yaşanıyorsa, Plan yapmakta güçlük çekiyorsa, Düşünmeden harekete geçiyorsa, Sakarlık, kazalar sık oluyorsa, Çocuğunuz öğrenme güçlüğü ve öğrenme bozukluğu açısından risk grubunda demektir. Bir uzman ile işbirliğine girmek için harekete geçmek gerekir. Bu konuda bir uzman desteği alınmadığında okul ortamında öğrenme sorunlarına, duygusal, sosyal ve davranış sorunlarının eşlik etme olasılığının yükseldiği göz ardı edilmemelidir. Disleksisi olan bir kişinin, zorluklarının üstesinden gelmeyi öğrenmeden önce özgüvenini artırması gerekir. Başarısızlığı çoktan deneyimlediler ve derinlerde bir yerde, çoğu zaman öğrenebileceklerine inanmazlar. Kendine güveni yeniden tesis etmek, başarılı olma fırsatı sağlar ve küçük başarılar için övgü verir. Çocuğunuzda yukarıda sayılan belirtilerden varsa, kliniğimizde disleksi ve özel öğrenme güçlüğü yönünden değerlendirilmesinde size yardımcı olmak için buradayız. Bizimle hemen iletişime geçerek, stres faktörlerini nasıl ortadan kaldıracağınız veya hayatı nasıl kolaylaştıracağınızı planlamaya başlayın. 👨⚕️ Uzm. Dr. Gökçe Küçükyazıcı Çocuk ve Ergen Psikiyatristi 🏠 Çocuk ve Genç Kliniği Ritim İstanbul AVM, Maltepe – İstanbul 🌍 Disleksi Öğrenme Güçlüğü Randevusu 0216 688 77 78 Kliniğimizin “Özel Sağlık Sigortaları” ve “Özel Bankalar” ile “Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi” branşı için ANLAŞMASI VARDIR.
NewScientist dergisinin 16 Kasım 2013 tarihli sayısında Cambridge Üniversitesi’nden psikolog Dr. David Whitebread ve erken eğitim uzmanı Dr. Sue Bingham imzalı çıkan bir yazıda formal eğitime başlama yaşının 7 olması gerektiği savunulmakta. Prof. Whitebread ve meslektaşı İngiltere’deki okullarda formal eğitime başlama yaşının artık 5 olmaktan çıkarılıp 7 olması gerektiğini, tüm diğer gelişmiş ülkelerin deneyimleriyle ve bilimsel bulgulara dayanarak bu konu geçmişte tartışılmış fakat yasal bir değişiklik yapılmamıştı. Son olarak geçenlerde 130 uzman tarafından imzalanan bir açık mektup konuyu gene alevlendirdi. Formal eğitime geç başlamanın yararları, zaten birçok Avrupa ülkesinde bilimsel verilerin ışığında kabul edilip uygulamaya konmuş bulunuyor. Eğitim düzeyinin en ileri olduğu ve bunun çeşitli uluslararası testlerde kanıtlandığı Finlandiya, İsveç gibi ülkelerde formal eğitime başlama yaşı 5 yaşta hatta kısmen 4 yaşta formal eğitime başlama 1870 yılından kalan bir yasaya dayanıyor. O yıllarda kızların temel eğitimi bir an önce tamamlayıp iş gücüne katılabilmesi için düşünülmüş bir kural. Fakat belki de geleneklere fazla bağlı olmanın bir sonucu olarak; bu uygulama, zararları gösterilmiş olmasına rağmen formal eğitimle oyunla eğitimin farkını hemen belirtmek gerekir. Formal eğitim okuma yazma ve aritmetik bilgilerini belli bir program dahilinde çocuklara öğretmek, bazı çevre ve yaşam bilgilerini gene program çerçevesinde vermek, çocukların gelişmesini bunlara dayalı testlerle ölçmek ve değerlendirmektir. Oyunla eğitim ise okuma yazma, aritmetik veya çevremizle ilgili benzer bilgilerin öğretilmesi söz konusu değildir. Oyunlar ve doğal ortam içinde çocukların, kişisel ilişkiler, ortam bilgileri, düzgün konuşma, anlama, yaşam becerileri, el becerileri, yaratıcılık, orijinal düşünce, araştırma gibi konularda gelişmesi eğitimin 5 yaş gibi erken başlaması yerine, 7 yaş gibi geç başlamasının yararları hakkındaki bilimsel kanıtlar, eğitim alanı yanında psikolojik, antropolojik ve beyin çalışmalarından da gelmektedir. Antropolojik araştırmalar avcı toplayıcı toplumlarda oyunla öğrenmenin önemini ortaya koyarken, beyin araştırmaları erken çağlarda oyunla öğrenmenin beynin frontal lob kısmında daha fazla nöron bağlantısı sağladığını göstermiştir. Frontal lob, beyinde düşünce, mantık yürütme ve öğrenmenin merkezi olarak insanları maymun ve diğer hayvanlardan ayıran başta gelen psikoloji araştırmaları, erken çağlarda, oyunla öğrenmenin formal öğrenmeye üstün olduğunu, daha çok motivasyon ve daha kalıcı etki gösterdiğini ortaya koymuştur. Gelişim psikolojisi araştırmalarına göre, oyunla öğrenme çocuklarda sembol ve temsil kavramlarını geliştirerek dil, konuşma, anlama, okuma-yazma, aritmetik dahil tüm konuları, okul çağına gelindiğinde daha iyi öğrenmelerini sağlamaktadır. Yine başka araştırmalara göre, fiziki aktivite ve sosyal ilişki içeren oyunlar, çocuklarda duygusal olgunluğun gelişmesine ve ilerde daha bağımsız davranmalarına katkı Zelanda’da yapılan kapsamlı bir çalışmada 5 yaşında ve 7 yaşında formal eğitime başlayan iki grup çocuğun ilköğretim süresince başarıları izlendi. Erken eğitime başlayanlar ilk yıllarda ikinci gruba göre daha önde görünseler de yaşları 11’e geldiği zaman iki grup arasında test skorlarına göre bir fark kalmadığı iki grup arasında motivasyon ve eğitime karşı tavır konusunda ölçülebilir bir fark gözlendi. İkinci grup okula ve eğitime daha olumlu bakarken 5 yaşında başlayanlarda daha olumsuz bir tavır görüldü. Ayrıca okunulanı anlama konusunda, istatistik anlamı olmasa da, eğitime geç başlayanlar küçük bir farkla uluslararası araştırmada 55 ülkeden gelen binlerce 15 yaşında öğrenci, okuma yazma ve matematik testlerine tabi tutuldu. Formal eğitime erken başlayanlarla geç başlayanlar arasında hiç bir fark Eğitim Bakanlığı tarafından 2004 yılında yapılan ve 3000 çocuğu kapsayan bir araştırmada, okul öncesi uzun bir oyun süresinin ilkokul döneminde öğrenme başarısını artırdığı bazı araştırmalar çeşitli yaşlardaki öğrenciler arasından stres ve akıl sağlığı sorunlarına baktı. Okulda başarı baskısı ve diğer baskıların yarattığı stres, uzun oyun dönemi geçirmiş çocuklarda daha az görülmekteydi. Eğitimciler ve psikologlar, onlu yaşlar boyunca akademik başarının yanında çocukların akıl sağlığının, sonraki yaşam için son derece önemli olduğu konusunda açık bilimsel kanıtlara göre formal eğitime erken başlamanın bir yararı olmadığı, aksine sakıncalarının bulunduğunu gözler önüne serdikten sonra, yazarlar çocukların akademik başarısı ve duygusal sağlıkları için, İngiliz Eğitim Bakanlığını formal eğitime başlama yaşını değiştirmeye davet bu konuda ne zaman ne karar alır bilinmez ama Türkiye’nin, 4+4+4 sistemi ile, bilimsel verilere ters düştüğü Whitebread, Sue Bingham, NewScientist, 16/11/2013, sayfa 28-29.
Günümüz modern toplumunda yabancı bir dil öğrenmenin ve konuşmanın avantajları yadsınamayacak bir gerçek. Hatta son dönemlerde sadece tek bir dil değil ikinci ya da üçüncü bir dil öğrenilmesi öneriliyor. Çocukların beyinleri verilen bilgileri daha kolay alabiliyor ve hafızalarında daha uzun süre tutabiliyor. Bu nedenle küçük yaşta yabancı dil eğitimi alan çocuklar çok daha rahat bir şekilde birkaç farklı dili aynı anda öğrenebiliyor. Peki küçük yaşta yabancı dil öğrenmenin ne gibi faydaları olabilir? Gelin bir göz yaşlarda alınan yabancı dil eğitimi, çocukların beyin gelişimi üzerinde de etkin bir rol Yaşta Dil Öğrenmenin FaydalarıÇocukları erken yaşta dil eğitimi alması çocukların psikolojisinde olumsuz etkilere yol açabiliyor. Bu etkileri önlemek için ebeveynlere önemli roller düşüyor. Çocukların üzerine baskı kurulması dil öğrenmelerini engellediği gibi ilerleyen yaşlarda da dil öğrenmelerini de önleyebiliyor. Ebeveynlerin çocukların dil eğitimlerini mümkün olduğunca eğlenceli bir hale getirerek oyun oynar gibi öğrenmelerini sağlaması Bakış Açısı GeliştiriyorlarÇocuklar, doğaları gereği ben merkezcil yapıya sahip oldukları için diğer insanların bakış açılarını algılamada zorlanabiliyor. Özellikle 1-3 yaşları arasında yabancı dil eğitimi alan çocuklar, farklı dilden insanları da anlamaya başlayarak ben merkezcil düşünmeden kısa sürede sıyrılıyor. Olayları farklı açılardan da gözlemlemeyi öğreniyor. Öğrenilen her yeni dil, farklı bir kültürün de farkına varılmasını sağlıyor. Yabancı dil bilen çocuklar, diğer çocuklara oranla daha geniş bir kültür anlayışına sahip Dili Eğlenerek Öğreniyorlar5 yaşına kadar çocuklar verilen tüm bilgiler tıpkı boş bir kâsede işlenir gibi beynine kaydediliyor. Onların dil öğrenmesi için çok fazla efor harcamasına gerek kalmıyor. Oyunlarla çok daha eğlenceli bir şekilde yabancı dil öğrenebiliyor. Aileleriyle birlikte eğlenceli dakikalar geçirdikleri için yabancı dil öğrenmeleri çok kolay oluyor ve hafızalarında uzun süre yer ediyor. Bu yaş grubundaki çocuklara özel olarak tasarlanan okuma kitapları, hikâyeler ve CD ile video oyunları ile de desteklenebiliyor. Çocuklarınızın yabancı dil eğitimini desteklemek için Hepsiburada’nın yabancı dil kitaplarını dil eğitimine ne kadar erken yaşlarda başlanırsa çocuğun öğrenme yeteneği de o derece ve Sınavlarında Daha Başarılı OluyorErken yaşta yabancı dil eğitimi alan çocukların beyin fonksiyonları daha yüksek oluyor. Yapılan çalışmalar, yabancı dil bilen çocukların ileriki dönemlerde derslerinde ve sınavlarında daha başarılı olmalarına yardımcı oluyor. Beyin gelişimi 5 yaşına kadar %80 oranında tamamlanıyor. Bu süreçte ekstra bir dil için beyin daha fazla çalışıyor ve çocukların odaklanma yetenekleri artıyor. Odaklanma becerisindeki bu artış, çocuğun diğer derslerinde de başarılı olmasına yardımcı Matematiksel ve Bilimsel Kabiliyetini GeliştiriyorYabancı dil eğitimi sırasında çocukların zihinsel yeteneklerinde de artış gözleniyor. Dil öğrenmede en önemli görev, beyne düşüyor. Beynin sol yarımküresinde dil öğrenme ile ilgili olan bölge, doğuştan itibaren aktif bir rol oynuyor. Bu bölge aynı zamanda bilişsel yeteneklerin de gelişmesini sağlıyor. Dil eğitimi ile beynin sol küresinin aktifleştirilmesi çocukların matematik ve bilimsel kabiliyetlerinin artmasını sağlıyor ve aynı zamanda problem çözme yetilerinin de güçlenmesini ArtıyorFarklı bir dilde konuşan bir insanla iletişim kurabilmek, çocukların çok hoşuna gidiyor. Kendi anadili dışındaki şarkıları söyleyebilme, filmlerini izleyebilme ve kitaplarını okuyabilme çocukların özgüveni üzerinde olumlu bir etki bırakıyor. Erken yaşta yabancı dil eğitimi alan çocuklar, psikolojik açıdan yaşıtlarına oranla daha olgun bir kişiliğe sahip oluyor. Toplum içine daha çabuk karışabiliyor ve düşüncelerini bildiği dillerde rahatlıkla her ortamda aktarabiliyor. Günlük hayatta ikinci ya da üçüncü bir dili aktif kullanmasalar bile yabancı dile karşı merakları genetik olarak dil öğrenmeye programlı olarak Bir Kültür Anlayışına Sahip OluyorÇocuklara doğru bir şekilde yabancı dil eğitimi verilmesi, onların ikinci ya da daha çok dili ana dili kadar iyi öğrenmesini sağlıyor. Ana dili gibi gramer hâkimiyeti ve aksanına sahip olan çocuklar, o dilin kültürünü de tanımaya başlıyor. Yabancı dilde yazılan hikâyeler, filmler ve kitaplar, aynı zamanda farklı kültürlerin gelenek ve göreneklerinin de tanınmasına fırsat veriyor. Öğrenilen her dille birlikte o dilin konuşulduğu ülkelerin inançları, değer yargıları hakkında da bilgiler öğrenen çocuklar geniş bir vizyon ile Hızı ArtıyorKüçücük yaşlarda hayal edemeyeceği kadar farklı kültürlerle tanışan çocuklar, dünya, evren gibi kavramları çok daha kolay algılamaya başlıyor ve beyin sınırları genişliyor. Öğrenme kapasiteleri artıyor. Dil ve zihin birbirine paralel olarak gelişiyor ve çocuğun dil gelişimindeki hâkimiyeti onun tüm zihinsel aktivitelerde de güçlü bir duruş sergilemesine yol açıyor. Dil öğrenirken beyin kapasitesini zorlayan çocuklar, akıllarını daha hızlı çalıştırmayı bir refleks şeklinde öğreniyor. Erken yaşlarda yabancı dil eğitimi alan çocukların tek bir dil bilen çocuklara göre öğrenme hızlarında büyük bir artış söz konusu ÇekinmiyorÇocuklar, utanmayı bilmedikleri için yetişkinlerde görülen “anlıyorum ama konuşamıyorum” sendromunu yaşamıyor. Doğuştan gelen kendine güven duyguları, onların yabancı dil öğrenme ve konuşma konusunda daha cesur olmalarına yardımcı oluyor. Kelimelerin yanlış telaffuz edilmesi ya da cümlelerin hatalı kurulması çocuklar için önem taşımıyor. Bu durum, onların yabancı dili daha çabuk ve rahat öğrenmesinde önemli rol oynuyor. Konuşmaktan çekinmeyen çocuklar bir yandan da dinleme ve kendini ifade edebilme becerisini de geliştirebiliyor.
Soru Çocuğum altı yaşında ve anaokuluna gidiyor. Çok zeki bir çocuk. İlkokula başlamadan okumayı öğrenmesi doğru mu? Eğer çocuğunuz üstün zekâlı değilse, kendi kendine okumayı öğrenmemişse, okumayı erken öğretmek doğru olmaz. Bahsettiğim farklı etkenlerden dolayı çocuk okula başlamadan kendi kendine okumayı öğrendi ise, yapacak bir şey yok. Ancak 'okulda rahat etsin' amaçlı ve bilinçli öğretime karşıyız. ÖNCELİK BECERİLERDE! Okuma öncesi becerilerin geliştirilmesi, sadece çocuğun okuma yazma öğrenmesini değil, okul başarısının da artmasını sağlayacaktır. Bu nedenle çocuğun okumayı öğrenmeden önce; anlatılan hikayeyi dinlemesi ve anlatabilmesi, kavramları öğrenmiş olması, dikkatini en az 15 dakika bir işte yoğunlaştırabilmesi, sorumluluklarını bağımsız yapabilmesi gibi temel becerileri kazanmış olması gerekir. Zira bu becerilerin yetersizliği, okuma yazama güçlüğü ve isteksizliklerine neden olabilir. Bu nedenle okulöncesi kurumlarının temel amacı, çocuğun öğrenme becerilerini kazandığı bir eğitim ortamı sağlanması olmalıdır. MARKET ETİKETİ OKUMA EGZERSİZİ Soru Okumayı yeni öğrenmeye başlayan oğlumun okumasını hızlandırmak ve pekiştirmek için ona evde nasıl yardımcı olabilirim? Öncelikli olarak öğrenme hızı kişiden kişiye değişen bir beceridir. Bu nedenle çocuğunuzu, diğer çocuklarla kıyaslamaktan kaçının. Okumayı, keyifle ve istekle öğrenmesi konusunda teşvik edin. Bol resimli, az yazılı, üç-dört kelimelik, büyük harflerle yazılmış kitaplar hediye edin. DERGİ ALIN Çok seveceği araba dergisi ya da Barbi dergileri alın. Bunlara beraber bakarken büyük yazıları okumaya çalışın. Alışverişe gittiğinizde alışveriş listesinde yazılı olan malzemeleri okumasını ve takip etmesini isteyin. Market reyonlarındaki etiketlere dikkatini çekin. Bildiği tekerlemelerin yazılı olduğu metinleri okutun. 'Portakalı soydum...' diye başlayan tekerlemeyi gören çocuğun kendine güveni gelir ve devamını büyük bir istekle okumaya çalışır. Asla zorlamayın, eleştirmeyin. Unutmayın ki çocuğunuzun kazanacağı okuma alışkanlığı, onun ilerideki okur-yazar kimliğini belirleyecektir. BEŞ YAŞINDA PARA İLE TANIŞTIRIN Soru Sekiz yaşındaki kızım, arkadaşlarının kantinden yiyecek aldığını ve kendisinin alamadığını söylüyor. Bizden harçlık istiyor. Ne yapmalıyız? Harçlık ailelerin tedirginlik duyduğu konulardan biridir. Zira çocuğun, paranın gücünü keşfetmesi ve bunu kontrolsüzce kullanmasından korkarlar. Dört-beş yaşından itibaren alışverişte anne-babanın yanında kasaya parayı vermek ya da dolmuşa binildiğinde parayı şoföre vermek; çocuğun parayla tanıştığı ve kısmen kullanmaya başladığı zamanlardır. Ben, okul çağındaki çocuklara harçlık vermeyi öneriyorum. Günlük ya da haftalık vereceğiniz makul miktarlar, çocuğunuzun parayı doğru kullanmasını öğrenmesi için yeterli olacaktır. Önemli olan her istediğinde değil, belli bir limitte verilen rakamın üzerine çıkılmamasıdır. Fazla miktarda verilen para, çocukta doyumsuzluğa, isteklerini elde etmede parayı amaç edinmesine neden olur, ki bu istediğimiz sonuç değildir. Verdiğiniz parayı kumbarada biriktirmesi de önemli bir alışkanlıktır.
erken yaşta okuma yazma öğrenme zararları